* Kitabı anlatıyorum Spoiler falan
Durnev Hanım der ki; “Erkekler için ne derler bilirsiniz: En iyisi oturakta can versin.” – Kitaptan aklımda kalan tek şey bu değil tabii ki sadece Durnev Hanım ile aynı düşünceleri paylaşıyoruz da yazmak istedim en başta J
“...Bak mesela pencerenin önüne bir kuş konar ben seni severim, bir tren yolculuğunda pencereden dışarı bakarken derme çatma bir ev gözüme çarpar ben seni severim, burnuma eskilerden, hangi uzak hatıraya ait olduğunu bir türlü çıkaramadığım bir koku çarpar ben seni severim, kafama kuş sıçar ben yine seni severim...” Musa, Gizliajans’tan aldığı garip iş teklifini kabul ettiği gün iş arkadaşı Sanem’e ilk bakışta aşık olur. Musa için Sanem o andan itibaren “Vücut ikliminin sultanı” dır.
Aslında kitap Sanem ile Musa’nın aşkından ziyade “uzaydan gelen katil palyaçolar” ın arz-ı endam ederken Musa’nın tercüme-i halidir.
“.. Bazı aşklar vardır, içinde kahkahaların çınlamasından ziyade gözyaşlarınınçağlaması daha uygun düşer. Onu gördüğüm ilk anda biliyordum ki bizimkisi, eğer bir aşkımız olacaksa, böylesine yazgılıdır. Ve kim bu sevdaya yakışacak ilk sözcükeri kalbimin sahibinden daha iyi bilebilir? ‘Seni çok üzerim ben’...”
Kitabın son sayfası bize der ki; "Ve ben artık mutsuz bir adamım"
Çok eğlenceli, kanlı, köpekli kedili, uzay gemili, Prens Charles'lı, Şaban'lı, Tunçay'lı, Müberra Abla'lı deli gibi hareketli bir kitaba hazır olun derim ben.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder