Sabah dışarı çıktığımda hava 2,5 derece ve kar gösteriyordu göstergeler. Yine de fazla titremedim. Kış geldi fakat kar yok henüz. Belki kar yağsa kışın geçip gideceğini anlarım diye düşünüyorum. Böyle kar yağmadan tamamen kış geldi diyemiyorum nedense... Kar yağdığında da başka bir problem oluyor esasında. Yürümek ayrı, arabayla seyahat etmek apayrı bir dert. Hareket kabızlığı eseri penguen gibi yürümek ise bambaşka bir sorun... Kar yağsın ve geçiversin kış... Bahar olsun her zaman... En sevdiğim mevsim.. Hep bahar hep bahar... Günler uzasın yavaştan, sabah güneşe açılsın gözlerim loş odamda... Terasta yapıveriyim bacaklarımı uzatıp kahvaltımı, türk kahvemi içeyim bitter çikolataya bulanmış gazetemin yanında...
Yine de küsmemeli zamana, sabırla beklemeli baharın gelmesini...
Bildiğim tek şey geri döneceğine emin olduğumdur baharımın.
1 yorum:
İnsan doğada var oldu. Doğaya entegredir. Onun parçasıdır. bu durumda doğadaki her şeye farkında bile olmadan adapte olmamız gerekmiyor muydu? Neden üşüyoruz? Hep soruyorum kendime. Tüm sıcaklık değişimi hepsi hepsi 30 derece kadar. Sıcaklık doğrusu üzerinde çook küçük bir aralık. Yoksa göçme ve her şeye rağmen başka yerde yaşayabilme becerimizin bir sonucu mu fiziksel olarak uyumlu olmadığımız bir coğrafyada yaşamak? Sibirya kurdunu Antalya'da besleme acımasızlığını kendimize de mi gösteriyoruz? Benim ne işim var vücut sıcaklığımın 10 derece üstüne kadar çıkan acımasız bir havası olan bu şehirde? Kafkasya'ya yaklaşınca duyduğum o derin coşku ve çekim biraz bunlarla ilgili mi? Soru çok yani...
Yorum Gönder